Вы просматриваете: Главная > Məqalələr, Şeirlər > SÖZ MESULİYYETİ

SÖZ MESULİYYETİ

SÖZ MESULİYYETI
(Azerbaycan türkçesinden çevrilmiştir)

Dün 11.01.2015 yılı, Fransa’nın başkentinde Paris’te, tüm Avrupa’nın, belki de tüm dünyanın temsilcileri toplanarak ve “Charlie Hebdo” mizah dergisinin müslüman teröristler tarafından öldürülmüş işçi trajedisine protesto etmek için yürüyüş düzenlediler. Öldür tek Allah’a inansalardı ben onlara Allah rahmet etsin derdim, ancak bu sözler ölenlere düşmüyor, çünkü onlarda ne Allah’a ne de onun şahsında hiçbir dine güven yoktu. Onlarda güven olsaydı 1,5 milyar müslümanın iman getirdiği Muhammed (ə.s.h). Peygamberi hakaret üzüntüden.
Birçok ülke başkanları bu yürüyüşe katılıp, yüzbinlerce insanlar dünya toplumunu ikna etmeye çalışıyorlar ödürülənlər kendi hayatını ifade özgürlüğüne göre kurban verdiler. Batı demokrasisinin yükselişi için bu yolda kendilerini helak ettiler. Peki bu gazeteci müslüman peygamber hakaret edince bil ki, onların düşüncesinin ürünü ne sonuç verebilir? Neyle dönüşebilir? Muhtemelen onlara teröristlerden uyarılar da geliyordu. Ben müslüman olduğum için bu konuyu kaleme almadım, genel olarak her dine saygı duymak, saygı göstermek gerekir. Anlamak gerekir ki, her dinin arkasında milyonlarca insanlar duruyor, öyle adamlar var ki, hakarete katlanamaz. Olan oldu, sonuç nedir.
Henüz Fransa’nın “Charlie Hebdo” dergisinin avukatı Rişar Malka tuttukları yoldan dönmeyeceklerini açıkladı: “Tabii ki, biz geri adım atmayacağız, yoksa tüm bunların hiçbir anlamı olmayacak. “Je suis Charlie” (Ben “Şarliyəm” sloganı ruhun özel durumunu, Allah ve dini alay etmek hakkının olduğunu gösteriyor. “Je suis Hebdo” sizin dini eleştiri yapabilmek hakkınızın olduğunu ve aslında bunda olağandışı hiçbir şeyin olmadığını dikkat çekiyor. Yahudi iudaist, hıristiyan hıristiyan ya da müslümanı müslüman olduğu için eleştirmek doğru değildir, fakat hıristiyanlık, islam ve musevilik hakkında en iğrenç şeyleri söylemek olur ve biz bunu yapıyoruz”.
Şimdiki yaşanan olaylar kişiye 30-40’li yılların havasını andırıyor, o dönemde yahudilere karşı mücadele yapılıyordu, şimdi ise müslümanlara karşı. Adam öyle geliyor ki, büyük devletler artık sakin yaşamaktan bıktılar, onlar yeni dünya savaşı’na yol açmaya başlamışlar. Eğer böyle olmasaydı 1988 yılından bugüne kadar süren topraklarımızın haksız işgaline hayır derlerdi, farklı yerlerde savaş ocaklarını qızışdırmazdılar.
Tüm dünyada islam düşmanlık baş kaldırıp, müslümanları vahşi, barbar sayıyorlar. Bana şaşırtıcı gelmez ki, yarın hristiyan ülke Müslümanları vahşi, barbar sayıyorlar. Bana şaşırtıcı gelmez ki, yarın hristiyan ülkelerde adamları müslüman oldukları için öldürecekler. Eğer gazeteciler bunu istiyor, artık bu sonuca vardılar. Bu onların canları pahasına sona gelmiştir, ama onların faaliyeti ifade özgürlüğü mücadelesi değil, sıradan bir sabotajdır.
Dünya kriz içindedir, işyerleri azalıyor, ücretler azalıyor, afrikalılar yemeğe besin bulmuyor. Yeryüzünde insan sayısı aşırı artmıştır, kim suçlu – çoğalan müslümanlar! Kır o size müslümanlar iyi, rahat yaşam olacak. Fikirimcə, kışkırtmanın sonucu bu olabilir. Yoksa sakin hayat yaşıyordu arap ülkeleri, şimdi ne oldu? Irak, Suriye, Libya, Filistin, Əfqanıstanən nahayət ülkem Azerbaycan, bu kan bitmiyor ki, bitmez. Bu ülkelerin destekçileri hangi baharı getirip insanlara? Ölüm, katliam kan, mülteci, köçkün budur bugün müslüman insanının bahtına düşen hayat! İŞİD nereden peyda olup? Kim onlara silah veriyor? Bizim kutsal kitap olan Kur’an’ın hangi bölümünde yazıldı ki, masum insanların kanı dökülsün, sivil ahali kırılsın, nereden kaynaklanıyor bütün bunlar? Görüyorsunuz ne kadar soru oluşuyor, dünya devletlerinin muhterem, sayın başkanları!
Demek düşünmüşler ki, “İfade özgürlüğü” gerekir, bunların ifade özgürlüğüne baxın əgər dini tahkir etmek katliamlara yapıyorsa, ey sözü beyninde kaynatıp kaleme alanlar, ona sınırlar koymak gerekir. Bu hiç de demokrasinin boğ demek değildir, her şeyin bir ölçüsü, ölçüsü olmalıdır. O da olabilir, sen milyonlarca insanın dini inancını hakaret etmek, onun peygamberine akıl almaz hədyan’lar etmek ve adını da koymak “İfade özgürlüğü”.
“Ben böyle istiyorum” özgürlük değil, o anarşidir, insanı helake götüren hayat tarzıdır, sona belalar getiren yaşam ilke.
Hıristiyan dünyada öyle din adamları var ki, anlıyorlar, bu yol insanlığı nereye götürüyor? Bu tür dırnaqarası kahramanlara karşı çıkıyor. Yazık ki bugün bunların sayısı azdır, Allah öyle eylesin ki, yarın onların sayısı çoğalsın. Herhangi bir akıllı adamın düşünce: “Allah olmasaydı, onu icat etmek gerekirdi”, çünkü Allahsız dünya harmonyasız kalır ve imhaya gider. Siz bir yaddınıza bakın SSCB, 70 yıldan fazla devam etmedi, çökdübütün bu yuxarda yazdıqlarıma rağmen ben asla terörü olanlara hak ver, sadece şunu söylemek isterim ki, hiçbir şey işte böyle yaşanmıyor, yer de kalkıp binlerce insanı katlettiğinde, biliniz ki yeraltı katlarda biriken gazlar buna neden oluyor
Kuşkusuz ki, tüm terör örgüt yeryüzünden silinmelidir, Eğer bunu büyük devletler isteyirse,hər insan hayatı kutsaldır, işte bizim peygamberimiz bir insanın öldürülmesi tüm insanlığın öldürmesi gibi anla söyledi. Hiç kimseye izin verilmiyor ki, bir başkasının hayatına son versin. Ama din hakaret etmek, o gülüş tesis dönüştürmek yol verilemez. Kim sana mecbur ediyor ki, herhangi bir dine inan, inanmıyorsun inanma, ama başkalarının hisiyyatına halel getirecek inançlara da kötü gözle bakma! Bu hiç de ne üst, ne de yüksek ümmi haber verir. Bence her ülkede din muhafaza eden yasa olmalıdır ve devlet başkanları düşünmelidirler ki, provakatordan kahraman çıkmaz. Böyle kahramanlar sadece kendilerini, hatta tüm dünyayı akıl almaz facialara yol açarlar. Bəsdirin, insanların bin yıla uzanan inancına kötü gözle bakmayın. Gelin birbirimizin hayatını zehir çevir, bizim başka bir gezegen git yer yok, hepimiz yeryüzünün çocuklarıyız, dininden, dilinden, ırkından aslı olsun gelin birbirimize marifetle yaklaşalım.
Bugün yayılan haber duydum ki, Fransa’nın “Charlie Hebdo” dergisi Peygamberle ilgili resimleri tekrar yayınlandı, üstelik dergisinden iyi kazanç almaya başlamışlar, bu hayrın sonu nasıl bitecek? Bunu muhtemelen kalem kahramanları bizlerden daha iyi anlamalılar.
Ey Allah’a inanan ve inanmayanlar, hepimiz bir hayat yaşıyoruz, kısa bir ömür, vücudumuz da öyledir ki, çoğu zaman bu olanlara dayanmıyor, gelin birbiriyle insani ilişkilerde bulunalım, gelin can deyib, can duyalım.

12.01.2015
Şirin Hanım Kerimbeyli Şadiman